Thursday, December 18, 2008

yemek zevki

Annemin bebekken mamama şeker atmayı unutmasıyla yemek zevkim oluşmaya başlamış oldu. Mamayı şekerisiz şekersiz bitirmişim, abla görünümlü ikiz kardeşim Selin ise isyan edip mamayı yememiş ve niye yemiyor bu kız derken mama tadılmış ve şeker atılmadığı anlaşılmış. Böylece yaşamak için yediğim bebek halimle belli olmuş.

Hatırladığım kadarıyla çocukluk dönemimde sadece köfte, makarna, patates gibi yemeklerden başka hiç birşey yemedim. Balıkçıya gittiğim zamanlarda bile otomatik olarak köfte dedim. Tavuk ağzıma sokmadım. Bir rivayete göre bazen tabağımın üstünü elimle kapatıyormuşum.

Aile mesleği icabı her türlü et mamülün değerlendirildiği, kokoreçten işkembe çorbasına, baştan, kuzu paçası çorbasına kadar imal edilen bir evde, sadece köfte ve antrikotun yağsız yerlerini yemek aile fertlerinin canını sıkmıştır. Arkadaş çevresinden ise tepkilere sebep olmuştur.

En büyük eziyeti 7 sene boyunca okulun yemekhanesinde yaşadım, 7 sene boyunca hayat boyu boykot edeceğim yemekleri orda tanıdım. Pilav üstündeki parçalanmış tavuk parçaları, ekşili köfte, talaş böreği içineki et parçaları, yayla çorbası, kabak tatlısı, aşurenin üstündeki ceviz hariç her yeri...
hatırladığım nefret listesi. Halen okulun pilav günlerine Saray'da kahvaltı edip giderim ve tabağımın üstüne ellerimi koyarım ve pilav üstü tavuğa elimi sürmem.

No comments: