Thursday, September 24, 2009

Jeferson ile bayram

Jeferson kim mi? Ailemizin Brezilyalısı, aslen Brezilya'da mal aldığımız firmanın satış elemanı. Bir ay önce biletimi aldım geliyorum dediği anda başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Çünkü bütün bayram burada olacaktı. Neyse ki aşırı güleryüzlü pozitif bir insan. Maç dedi maça gittik, Blue Mosque dedi Sultan Ahmete gittik bonus olarak Aya Sofya ve Yerebatan. Ne kadar çok beğendiğini anlatmam, en son Yerebatan'da Ben böyle yerlerin filmlerde sadece dekor olarak bulunduğunu sanıyordum dedi. Yemek dedi Nevizade'ye götürüp Yeni Rakı ve mezelerle ile tanıştırdım. Alışveriş merkezi istedi İstinye Park. Yani bu tatil hem tatildi hem değil. Bu sabah itibariyle arkadaş büyülenmiş bir şekilde İstanbul'dan Madrid'e uçtu. Bir daha ki sefere karısını da getirecek bu sefer de Kapadokya istiyor bakalım neler olacak. Bu arada utanarak belirtmeliyimki Brezilyalı dostum sayesinde Sultan Ahmet Camii ve Yerebatan Sarayını gezmiş oldum.

Thursday, September 10, 2009

Su Yolunu Bulur!

İkitelli de her gün geçtiğim yolları haberlerde, Muson yağmurları haberleri gibi seyretmeden saatler önce Kemerburgazdan Hasdal'a doğru yola çıktım. Yolda hayatım boyunca göremeyeceğim yağmurun ötesinde bir şey gördüm. Sanki havada asılı duran bir su blokunu yara yara ilerlemeye çalışıyordum en fazla 50 km ile ilerleyebilirken silecekler etkisiz kalıyordu. Yağmur yağmasıyla ilgili bir korku filmi yapılacak olsa o sahneyi yaşıyordum. Sanırım orman yolunda olduğum için her hangi bir su birikintisine rastlamadım. Sabah uyanıp haberlerde İkitelli'nin halini görünce bir anda ilkokul hayatbilgisi dersine geri döndüm, Ormanların faydaları; Sel olmasını engellerler. Tahminimce o bulut ötesi havada asılı su kütlesi kuzeye doğru gitti ve olanlar oldu..
İlk defa bu kadar çok yağmur yağmasına ve barajların doluluk oranının bir günde %13 artmasına sevinemedim...