Monday, January 26, 2009

Bakkal ile bozuk para savaşları

Evin karşı köşesindeki bakkaldan bahsetmeden önce, dolaylı yönden alakalı buzdolabımı tarif etmem gerekiyor. Daimi misafirleri ketçap, mayonez ve hardaldır 3-4 ayda bir bozulunca çöpe atılırlar hiç birinin dibi görülmemiştir. 1 adet ikea su şişesi emergency suyu olarak ki bu 2 adet olarak alınmış ve kardeşi temizlikçi kadın tarafından çöpe şampanya şişesi sanılarak atılmıştı.
1 adet reçel annemin eve taşınırken sorduğu soru hala aklımda "Reçel yermisin" evet yerim diyerek alınmış ve kapağı dahil açılmamış olarak duruyor. Gelip geçici objeler ise Bira, soda, muz, kit kat, 2-3 domates...
Bu buzdolabı şartları bakkaldan hep ufak tefek anı kurtarma adına siparişler vermeme sebep oluyor. Pazar sabahı kahvaltısı için menemen malzemesi, süt ve ekmek gibi. Bu siparişler bakkala telefonla sipariş ediliyor ve çırak getiriyor. Asıl savaş işte burda başlıyor; bakkaldan gelen hesap genelde 12 tl, 10,8 tl civarında oynuyor ve eleman elinde 20 tl üstü ile geliyor. Yani 12 tl gelen hesaba 22 tl veriyim 10 tl tam veriyim mantığı yok bu yüzden bozuklulkarı tıkıyor hiç bir çare yok. Tek çare 12 tam vermek bu alt yapıyıda evde oluşturdum bozuk çanağım her türlü bozuğa cevap verecek durumda. Böyle olunca da bakkala daha da fazla bozuk geri gitmiş oluyor ve bu da bana bakkalın içinde yaşadığım bir anıyı aklıma getiriyor.. Pijama görünümlü eşofmanlı bir kız hesabı 25 kuruş ve 10 kuruşlar ile ödeyip çıktıktan sonra sinirlenen bakkal paraları masaya sinirlenip atmıştı ve kızın arkasından saydırmıştı. Bende 50 kuruşlarla ödemeyi düşünürken jest olsun diye tam para vermiştim. Umarım benden geri gelen para üstü ve ekstra bozuklar böyle bir sinir yaratmıyordur.

Wednesday, January 7, 2009

Bonsai'm

10/12/08'de Denika'nın Amsterdam'dan getirdiği Bonsai'yi ekmiş bulunmaktayım. Üzerindeki talimatlar Fransızca ve Flamenkçe olduğundan bir kere çevrisini dinledim ve olaya start verdim. Heralde birşeyleri yanlış yapmışım ki 1 seneden önce bir şey çıkmaz diyen talimatlar yanlış çıktı ve ilk fidan çıktı. Belki de bir çeviri hatası var bilemiyorum. İkinci fidan da ilkinden 3-4 gün sonra çıktı.
En son ilkokul deneyinde pamuğa fasülye ektikten sonra bir kez daha kendi ektiğim bir fidan çıkıyor. Buna şahit olmak ne kadar keyifli anlatamam. Eve girdiğim anda ilk baktığım şey Bonsai.
Bu aralar her gün geliştiğini görebiliyorum. Aşağıdaki resimler arasında 10 gün ya vardır ya yoktur.

Friday, January 2, 2009

TEM

Trans European Motorway'in kısaltılmış hali bazende E6 olarak geçer. İsmine bakıldığında bütün Avrupa'yı dolaşan bir yol sanılır ama değilidir sadece Avrupa'nın doğusu dahil ve Yunanistan bu olaydan çıkmış. Türkiye'de Edirne'den Ankara'ya kadar gider diye biliyorum.
Bu yolu kullanmak için belirli kurallara uymak gerekiyor. 4 şeritli yolun en solundan trafikli veya trafiksiz en az 120 km ile gitmeniz şarttır, öndeki arabayla güvenlik mesafesi kesinlikle yasaktır bırakıldığı anda arka arabadan selektörlü tepki gelecektir. Sonraki şerit genelde otobüs, kamyon ve TIRların hız şerididir bu şeritte normal bir hıza düştüğünüz anda arkadan gelen bir ağır vasıta sizi selektör manyağı yapar bu yüzden tavsiye edilmez. Geldik bir sonraki şeride burası genelde aşırı yavaş giden kamyonların veya TEMe ilk defa girenlerin şeridir hızın çok düşük olmasından dolayı daraltır ve hiç tavsiye edilmez. Sağ şerit; en kritik şerit genelde sağ şeritten gitmek eziklik simgesi olduğundan boş olup geçiş şeridi olarak kullanılır, kendini rallici sananların şerididir. Asıl görevi olan ağır vasıtalrın geçiş yeri olmak ise şeridin ortasında bir tümsek oluşmasına sebep olmuştur.
Gelelim emniyet şeridine; her zaman boştur ambulanslar, polis arabaları geçer demek isterdim ama burası TEM'in tıkalı olduğu zamanlarda en çok işleyen yoldur. Trafik oluşunca direk emniyete girilir ve gittiği yere kadar devam edilir.
Lütfen TEM yolu kurallarına uyalım!