
Bu sabah iş yerine girerken yan iş yerinden her gün merdivenlerde çay içen işçilerden birine 3 senedir ilk defa selam verdim ve o da bana dönüp "ne mübarek yağıyo"dedi. Bende ona dönüp kocaman bir güldüm; zayıf noktamdan vurmuştu yağmur manyağı birine denk gelmişti.
Bundan 15-20 sene önce bir kuraklık dalgası vurmuştu Türkiye'yi. Emel Sayın'ın Yağdır Mevlam Su şarkısı çıkmıştı, devamlı yağmur duasına çıkılıyordu, hatta uçaklarla yağmur bombası diye birşey atılıyordu bulutların üstüne. Bu dönem de su kesintileri çok fazlaydı ve hatırladığım kadarıyla su tankerleriyle çevre illerden, apartmanlara su gelirdi. İnsanlar kovalarda hatta küvetlerde bile su biriktirir olmuşlardı. Hatta yazlığa giderken küvetinde su bırakılan bir evi su gölden çekilmiş ve içinde kurbağa yumurtaları varmış diye kurbağlar basmış diye hikayeler bile dolaşıyordu. O zaman ki bu su sıkıntısı içime dert olmuştu ve kurak yazdan sonra ilk yağmuru hiç unutmam. Bir bahar akşamı teyzemin evinin önünde yağmura yakalanmştık, içimdeki mutluluğu şimdi bile hatırlarım oh be kuraklık bitti demiştim.
O zamandan kalma bilinç altıma işlenmiş bir kuraklık psikolojisi var sanırım, ne zaman yağmur yağarsa oh be bereket yağıyor diye içimden geçer. Barajlar % 200 dolu olsun ben yine o eski kuraklıktan kalma su tasarufu alışkanlıklarıma devam ederim sanırım.
Gördüğüm kadarıyla küresel ısınma sebepli bu yeni kuraklık dalgasıyla insanlar yağmurun değerini daha çok bilir oldu. Yağmurlu havada taksiye bindiğim anda taksiciyle ilk sohbet konusu "yağmur" ve klasik cümle "yağsın be abi, barajlar dolsun". Doluyoda! bu sene 2007 Kasım ayına göre istanbul barajları tam iki katı dolu. Umarım muson tipi bi başladımı durmayan yağmurlar bitmez.
Bundan 15-20 sene önce bir kuraklık dalgası vurmuştu Türkiye'yi. Emel Sayın'ın Yağdır Mevlam Su şarkısı çıkmıştı, devamlı yağmur duasına çıkılıyordu, hatta uçaklarla yağmur bombası diye birşey atılıyordu bulutların üstüne. Bu dönem de su kesintileri çok fazlaydı ve hatırladığım kadarıyla su tankerleriyle çevre illerden, apartmanlara su gelirdi. İnsanlar kovalarda hatta küvetlerde bile su biriktirir olmuşlardı. Hatta yazlığa giderken küvetinde su bırakılan bir evi su gölden çekilmiş ve içinde kurbağa yumurtaları varmış diye kurbağlar basmış diye hikayeler bile dolaşıyordu. O zaman ki bu su sıkıntısı içime dert olmuştu ve kurak yazdan sonra ilk yağmuru hiç unutmam. Bir bahar akşamı teyzemin evinin önünde yağmura yakalanmştık, içimdeki mutluluğu şimdi bile hatırlarım oh be kuraklık bitti demiştim.
O zamandan kalma bilinç altıma işlenmiş bir kuraklık psikolojisi var sanırım, ne zaman yağmur yağarsa oh be bereket yağıyor diye içimden geçer. Barajlar % 200 dolu olsun ben yine o eski kuraklıktan kalma su tasarufu alışkanlıklarıma devam ederim sanırım.
Gördüğüm kadarıyla küresel ısınma sebepli bu yeni kuraklık dalgasıyla insanlar yağmurun değerini daha çok bilir oldu. Yağmurlu havada taksiye bindiğim anda taksiciyle ilk sohbet konusu "yağmur" ve klasik cümle "yağsın be abi, barajlar dolsun". Doluyoda! bu sene 2007 Kasım ayına göre istanbul barajları tam iki katı dolu. Umarım muson tipi bi başladımı durmayan yağmurlar bitmez.